Enflasyondaki artışın bütçeye yaptığı katkının enflasyondan zarar görenlerin yaralarını sarmak için kullanılması, bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma politikası olmanın yanı sıra üretimi teşvik politikası olarak da uygulanabilir. Yüksek enflasyonun verdiği zarar en çok sabit gelirlileri ve küçük işletmeleri etkiliyor. Bu kesimlerin vergi indirimleri ile desteklenmesi yaşanan zararın boyutunun azaltılmasına önemli katkı sağlayacaktır.
Enflasyondaki artışın bütçeye yaptığı katkının enflasyondan zarar görenlerin yaralarını sarmak için kullanılması, bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma politikası olmanın yanı sıra üretimi teşvik politikası olarak da uygulanabilir. Vergi indirimleri, geniş bir sosyal kesime ekonomik olarak katkı sağlayacaktır.
Vergiler, kamu harcamalarını karşılamak için toplanır
İlgili yılda tahsil edilmesi planlanan vergi tutarı da Bütçe Kanunlarında gösterilir. Böylece, cari yılda ne kadar vergi yükü taşıyacakları hakkında toplum bilgilendirilmekte ve vergiler, halk temsilcilerinin onayı ile tahsil edilmektedir. Bu sistem aşağı yukarı tüm batı demokrasilerinde böyle işler. Olağanüstü durumlarda, yıkıcı bir doğal afet, savaş ve benzeri durumlarda vergi yükü artırılabilir. Vergi oranlarında bir artış, olağanüstü durumlarda sosyal olarak kabul edilir.
Peki, ekonomik kriz anları da bu olağanüstü durumlara düşüyor mu?
Devletin her türlü öngörüyle hareket etmesi, uluslararası konjonktüre ve iç işleyişe hakim olması beklenir. Bu nedenle, ani büyük bir boyuta ulaşmadığı sürece, devletin yaklaşan ekonomik sorunları öngörmesi, önlem alması ve harekete geçmesi gerekir. Bu arada, vergi oranlarını yükseltmek, beklenenin tam tersi bir etkiye sahiptir.
Üretimdeki Artış Ve Girdi Maliyetleri
Ancak yapılması gereken, vergi yükünün ağırlığını topluma hissettirmeden ekonomik krizleri atlatmaktır. Mevcut kriz, üretim artışıyla çözülebilir. Üretimdeki artış, istihdamın ve girdi maliyetlerinin azaltılmasına bağlı olduğundan, girdi maliyetlerinin en önemlisi olan vergilerin düşürülmesi ilk adım olmalıdır. Daha sonra tüketimin üretime ayak uydurabilmesi için tüketim vergileri en aza indirilmelidir. Bu sayede üretim, istihdam ve tüketim dengesi kurulduğunda enflasyondan daha tehlikeli olan stagflasyona yol açan sürecin önüne geçilmiş olacaktır.
Düşük vergi oranlarının tüm vergiler açısından bir diğer faydası ise küresel oyuncuların yani yabancı sermayenin ülkemizi bir çekim alanı olarak görmesini sağlayacak olmasıdır. İstihdam maliyetleri Avrupa ülkelerine göre düşük olan ülkemizin yabancı sermayeyi çekebilmesinin bir diğer unsuru da düşük vergi oranlarıdır.
Vergi Gelirinde Artış
Düşük vergi oranları, vergi suçları ve cezalarının caydırıcılığını artıracaktır. Kayıt dışı ekonominin çekiciliğini kaybetmesi, ekonominin kayıt altına alınmasını ve vergi gelirlerinin artmasını sağlayacaktır. Hiçbir akıllı varlık, düşük bir vergi ödemek yerine bu vergiyi ödememek için yasa dışı yollardan sapmayı tercih etmez, bu nedenle vergi oranları düştükçe vergi geliri de artacaktır. OECD tarafından yayınlanan Vergi Politikası Reformları 2022, vergi reformlarının tüm OECD üyeleri ve diğer ülkelerde önemli bir politika aracı haline geldiğini göstermiştir. Vergi reformlarının, ülkelerin büyümeyi teşvik etmek ve pandemiden ekonomik toparlanmaya geçişi sağlamak için kullandıkları temel politika araçları arasında, özellikle işgücü vergisi indirimleri ve kurumlar vergisi teşviklerine odaklanarak yer aldığını tespit ediyor.
Vergi oranlarının düşürülmesi, ekonomik zorlukların aşılmasına, üretim ve ihracatın teşvik edilmesine olumlu katkı sağlayarak doğrudan yatırımlar için bir cazibe merkezi oluşturacaktır.
Yorum Gönder